16 Nisan 2010

Meşaz

Üç kaypak adam ve bir kısa telefon mesajı.
Demirören Özgener'e mesaj atıyor
Kızıl'a ibne diyor
Kaypaklık burada başlıyor.
Özgener kendisine atılmış mesajı Kızıl'a gösteriyor.
Mesajı gören Kızıl hemen Demirören'i arıyor
Benim için şöyle-böyle demişsin diyor
Demirören yok valla ben demedim
Mesajı yazan arkadaş kendisi eklemiş diyor
Yine de özür dilerim diyor
Kızıl da özür diliyorsan sorun yok diyor

Şimdi bu işe neresinden bakarsan bak ortada gerçekten bir ibnelik var.Birincisi Koskoca federasyon başkanı kendisine atılmış özel mesajı niye başkalarına gösterir.Bu saatten sonra sana kim güvenip de bir şey söyler.Seninle muhabbeti olana birisi olsam senin yanında hiçbir şahsi laf söylemem misal.Çünkü senin ağzında bakla ıslanmayan bir tip olduğunu bilirim.Bugün sana söylediğim lafın iki gün sonra üçüncü şahıslardan duyma ihtimalimin fazla olduğunu bilirim.Kimsenin güvenip de konuşmadığı bir adam nasıl federasyon başkanı olur bu memlekette.İkincisi koskoca Beşiktaş başkanı niye söylediğini inkar eder,tükürdüğünü yalar.Halbuki delikanlı gibi söylediğin lafın arkasında dur di mi?Dedimse dedim kardeşim.Al yüzüne karşıda söylüyorum.İbnesin işte ibnesin.Üçüncüsü koskoca(gerçekten koskoca ama) Kızıl kendisine alenen ibne diyen bir adama özür diliyorsan sorun yok der.Yani bundan Levent Kızıl'a özür dilemek şartıyla ibne demek serbest,öylemi?İlk Bursa maçında bütün stad bir ağızdan bağıralım o zaman.İbneeee Kızııııl diye.Sonra da özür dileriz pankartı açarız.

Bütün bu diyalogları yapanlar Türkiye'nin en önemli futbol yöneticileri iyimi.Aynı zamanda alanında başarılı iş adamları.Demek ki adamlar aralarında böyle konuşurlarmış.Bildiğin kahvehane ağzıyla.Arda'nın transferi meselesinde de diyalog şöyle olmuş olabilir.

-Ya Adnan ibnelik etme olm.Bak 15 milyon Euro verecem.
-La Aziz bi siktir git yae.15 milyon değil,üstüne bi de götünü versen de vermem.

Cem Yılmaz'ın deyimiyle  "biz ne mazbutmuşuz lan."

1 yorum: