08 Mayıs 2010
3 puan bir Rıdvan eder mi?
İnönü'ye bir kez daha veda ederken "kahretsin" diyeceğimizi nereden bilebilirdik ki.Üstelik kazanmamıza rağmen.Sezon başında herkesler Topuz'la,Quaresma'yla,Nihat'la uğrşırken sessiz sedasız Beşiktaş'a gelen Rıdvan beni en çok heyecanlandıran futbolcuydu.Babamın oğlu değil,tanımam etmem.Ama bir kere adı Rıdvan'dı be kardeşim.Yıllar sonra daha 18 yaşında bir topçu alıyordu Beşiktaş.Üstelik tanınmayan bilinmeyen bir futbolcu da değildi.Uğur Meleke sağolsun bütün Türkiye'ye Beşiktaş'a gelmeden ezberletiyordu Rıdvan'ın adını.İsim babası Rıdvan Dilmen bile "kötü oyuncu olamaz,bir kere adı Rıdvan" diyerek kapak takıyordu.Fuybola az-buçuk farklı bakan bir kaç arkadaşla beraber "lan yemişim Topuz'unu,Quaresma'sını,bulsak beş tane daha şöyle adam takıma,varsın şampiyon olamayalım beş sene daha" muhabbetlerimizde de konuya asıl mevzu Rıdvan ve daha sonra İsmail oldu hep.Sonra..Sonrası hep kızdık Mustafa Hocaya.Küfredenlerimiz de oldu arasıra.Takım zaten berbat oynatsana ya şu çocukları be hocam serzenişleri gırla.Ne Rıdvan'ı gördü hoca ne İsmail'i ne de A2 nin büyümüşde küçülmüş canavarlarını.Ta ki kupada ligde gidip yitene kadar.Birden aklına geldi bu çocuklar.Düzenli oynamaya başladılar.Şampiyonluk yarışının ipi kaçtıktan sonra maçlara kombinem yanmasın diye değil bu çocukları izlemek için gittim benim gibi düşünen binlerce kişiyle beraber.Tribünde kombine komşum Mehmet abi İsmail ve Rıdvan'ın deparlarında gaza gelip bağırıyordu arkamdan "solda İsmail sağda Rıdvan,heeeyt bee,kim tutar lan bizi" diye ki,o lanet 40.dakika geldi çattı.Tribünden net göremedik tabi.İyikide görmemişim.Orda düşer bayılırdım kesin.Evde televizyonda pozisyon tekrarında da çocuğun ayağı dönmeye başladığında "Allahım" deyip gözlerimi kapamak zorunda kaldım.Hiç etkilenmem aslında böyle şeylerden biliyormusunuz.Başka bir futbolcu olsa kapamam gözlerimi,inadına tekrar tekrar izlerim.Ama ayağı kırılan bizim çocuğumuz hele Rıdvan olunca o kırılan ayak benim ayağım oluverdi birden.Pozisyon bittikten,Rıdvan sedyeyle götürüldükten çok sonra da anlayamadık tam olarak ne olduğunu.Bizim yedek kulubesine yakın oturan kulağı keskin abiler arkaya doğru "ayağı kırılmış" diye bağırana kadar."Olur mu lan böyle olur mu be" kahroluşları sonra.Biz sadece ayağı kırıldığını zannediyorduk ki eve gelince televizyondan öğrendim ayak bileği bağları da kopmuş garibimin.Acı üstüne acı.Bu sakatlık çok zor iyileşir çok zor.Ama inşallah iyileşir.Ali'nin Galatasaray maçında topa basıp dizinin döndüğünü de gördü bu gözler.Ali bir daha iflah olmamıştı.Daha otuzunu göremeden veda etmişti futbola.Sakatlanan kadar doymuştuk Ali'ye doyacağımız kadar.İzlemiştik doya doya kupaları birer birer kaldırışını.Ama bu çocuk...Bu çocuk daha çok genç lan.Kaç kez gördük ki daha onu sahada.Kaç kez izledik ki eski açıktan yeni açığa deparlarını.Gözlerimizi kapatıp,"Necip karşılıyor topu,Rıdvan'ı görüyor sağda,İsmail soldan bindiriyor,fırtına gibi sürüyor topu çizgiye kadar.Sonra içeri ortalıyor nişan almışcasına.Batuhan'ın kafası ve goool" hayallerimiz vardı daha lan.Şimdi bütün kalbimle dua ediyorum Allah'a.Şifa ver ona bir an önce.Sen ona şifa ver,o ve diğerleri de bize.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)

Hiç yorum yok:
Yorum Gönder