23 Mayıs 2010

Evlat katili

Bir kulüp düşünün şimdi.Öyle bir altyapısı varki gören duyan parmaklarını emiyor.Az-buçuk sivrilip de kulübünden yüz bulamayan olursa da rakipler hemen havada kapıyor.Rezerv takım da denilen A2 takımı kendi liginde şampiyon oluyor.Bir kulüp için o kulübün gözbebeği sayılacak 17 yaş altı takımı Türkiye şampiyonu oluyor.Daha alt yaş gruplarının da başarıları cabası.Bütün bu takımlarda top koşturan,günün birinde hayallerinin takımında yani A1 takımında forma giymek için yanıp tutuşan,hocalarının gözlerinin içine bakan onlarca genç futbolcu.Peki direksiyonun başındakiler ne yapıyor?

Hiçbirşey!!!

Ellerindeki maden cevherinin farkındalar mı?

Maalesef o da değil.

Umurlarında da değil zaten.Zerre kadar umurlarında olsa çerez parasına çoğu zaman da bedelsiz sağa sola gönderirlermiydi.Hani şu başarılarıyla övünüp durduğumuz A2 takımı varya,işte o takımdan henüz hiç bir futbolcuyla sözleşme yapılmamış anlayın artık ne kadar zavallı bir yönetimimiz olduğunu.Yani bu çocuklar bugün,bu saatte istedikleri bir kulübe bonservis bedeli ödenmeksizin gidebilirler anlıyormusunuz.Vahşi kurtların arasına çobansız-köpeksiz bırakılmış koyun sürüsünden farksızlar.Kurdun biri koşup kapsa "dur lan" diyecek yok.İşte o derece.Ama sen sözde büyük Beşiktaş taraftarı Quaresma masallarıyla uyutulmaya devam et,Mansimov'un hayali dolarlarıyla kendini tatmin et.107 yıllık (asırdan da büyük) bir çınarın kökü kurutuluyor,içi boşaltılıyor,sen Quaresma diye bağırıyorsun.Bağırmaya da devam et kardeşim.Nasıl olsa sen düne kadar Merinos'un toprak sahasında koşturan sümüklü oğlanların bugün nasıl şampiyon olduklarını da anlayamamıştın.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder