23 Ağustos 2010

Nihat ıslıklanmazmış!!!

Sahaya her çıktığında Beşiktaş'ın çocuğu diye tribünlere çağrılıyor Nihat.Sen bizim çocuğumuzsun,seni seviyoruzdan öte anlamları var o çağrılışın.Nihat sana güveniyoruz demektir o.Başkaları kötüyken "olsun Nihat var,bizim çocuğumuz o,birşeyler yapar,herkes yatarken o atar" demektir.Başkalarına denmiyorsa bu laf anla ki senden başkalarından beklenmeyen maksimum özveri beklenmesindendir.

Beşiktaş'ın altyapısında yetişmiş olmak sınırsız krediye sahip olmak demek değildir.Hatta bana göre altyapıda yetişmiş bir oyuncunun dışardan gelmiş oyuncudan daha az kredisi vardır.Altyapıdan gelen adamın hata yapma lüksü yoktur.Hata yapan değil hataları örten adam olmalıdır yeri geldiğinde.Çünkü o altyapıdan hersene 3-5 oyuncu çıkmamaktadır.Bir an düşünün ve son 10 yılda altyapıdan kaç oyuncu çıkmış hesabını yapın.Altyapıdan çıkıp as takımda oynayan adamın iyi veya kötü performansı sadece kendisini değil başkalarının altyapı oyuncusuna olan bakışını da etkilemektedir.Her gelen başkana,her gelen hocaya altyapıya bakın diyoruz sürekli.Ama bu adamların altyapıya bakması için altyapıdan çıkan oyuncuların neden orada bulunmaları gerektiğini ispatlamaları lazımdır.Necip'in bu takımda olmadığını farz edelim,ne yüzle gidip diyeceğiz Schuster'e,altyapıdan oyuncu al hoca diye.Nihat'ı gösterip senin oyuncun bu mu demeyecek mi?

Allah'tan şimdi elimizde Necip var da,onu örnek gösterip altyapı diye söyleyebiliyoruz Schuster'e.O da olmasa hepten hapı yuttuk.

Nihat ıslıklanmazmış,yuhalanmazmış.Hadi ordan be.O da ıslıklanır,yeri geldiğinde Necip de ıslıklanacak.Dışarıdan gelen oyuncu bir yuhalanıyorsa,Nihat on yuhalanacak.Buraya getirmek için adamın göbeğini çatlatacaksın,senede 3-5 milyon euro,artık Allah ne verdiyse eline vereceksin.Üstünden bir yıl geçecek,adam hala doğru düzgün bir maç oynamayacak ve hala bu adama tepki göstermeyeceksin.Oldu canım,bir de domalalım mı önünde?

Bu bir,ikincisi;

Nedir bu ikiyüzlülüğünüz beyler.Dün akşam maçta gözümle gördüm,kulağımla duydum.Bütün stad ıslıkladı Nihat'ı.Hatta bugün Nihat ıslıklandı diye bozulmuş numarası yapanlar da ıslıklamışlar,yuhalamışlardır.Niye hiç kimse tepki göstermedi o zaman."Islıklamayın,yuhalamayın beyler" demedi?Statta öyle klavye başında böyle,öyle mi?

Hadi ordan be.

7 yorum:

  1. ayıp etmişsin.

    taraftar geçen sene nihat'a sahip filan çıkmadı. bugün uydurulmuş bir şey bu. beşiktaş'ın çocuğu tezahüratı da bu yıl türedi. biz nihat'a hiç destek olmadık. kendimizi kandırmayalım. geçen yıl da yuhaladık, küfrettik.

    ıslıklama mevzusunda esneyebileceğim noktalar var. 4. senesi olan delgado'ya yapılması doğal. ben yapmam, ama yuhalayanı da hor görmem. ancak nihat'ı delgado ile bir tutacaksak hiç konuşmayalım.

    nihat'ın topuz fiyaskosunun ardından rica minnet nasıl getirildiğini biliyoruz. herkes aldığı parayı öne sürüyor da, napacaktı allah aşkına. villarreal'de 2.2 milyon € alan, türkiye'nin en başarılı oyuncularından birine o parayı vereceksin tabii ki. alacağı paranın 4 yıllık ortalaması da 2.75 milyon €.

    nihat tarafı... nihat form tutamadı bir türlü. saha içinde sürekli kendini ispat çabasında. saçma sapan şutlar, frikikler kullanıyor. arkadaşlarına iyi örnek olmuyor. ceza sahasında kolaydan penaltı peşinde koşuyor vs... ıslıklamak çözüm olacaksa eyvallah. hem ligin 2. maçında! tribünlerdeki kötü değişimden yakınırken bunları yapmak ve üstüne de savunmak örtüşmüyor kusura bakma.

    YanıtlaSil
  2. Stalker,

    Eğer takıma 2 ay önce gelmiş ve neredeyse Nihat'la aynı parayı alan Quaresma,top ayağına her geldiğinde bir şeyler yapmak için kendini paralıyorsa,karakterinde olmamasına rağmen geri gelip,pres yapıp,top kapmaya çalışıyorsa,üstüne üç kişi çullanırken,kurtulma ümidi olmamasına rağmen,kurtulmak için yırtınıyorsa,buna karşın içimizden çıkmış,Beşiktaş denen varlığı hücrelerine kadar hissetmesi gereken Nihatımızın maç boyunca ayağına beş kez top değiyorsa,buna kızarım dostum.Hem de çok kızarım.

    Evladımız diyoruz değil mi şimdi misal.Teşbihle konuşalım.Bir baba evladı yanlış yaptığında tekdir gösteremez mi?Yanlış yaptığında ona yanlışını söylemezsek,o da "ha bana kimse kızmıyor madem" deyip yanlış yapmaya devam etmesine nasıl kızarız.Yanlışına tepki gösteremeyeceksek,birisi doğru yaptığında da alkışlamayalım o zaman.

    Tribünü bir ayna gibi düşün.İnsan nasılki kendini bir ayna olmadan göremezse,futbolcu da tribün olmadan göremez.Eğer sahada ki oyuncu alkışlanıyorsa,demek ki iyiyim,ıslıklanırsa,demek kötüyüm diye düşünecek.İyisini yapmaya çalışacak.Normal olan süreç bu değil midir?

    Bu konuda ne demek istediğimi yazının ilk paragrafında izah ettim sanıyorum.Evladımızsın,seni seviyoruz demek sana güveniyoruz demektir.Ama güveniyoruz dediğimiz her maçta güvenimizi boşa çıkarıyorsa "dur bakalım" demek suç mu dostum.

    Son olarak şunu söylemek istiyorum.Tribün dediğimiz oluşumun yaptıklarının ne bir eleştirisi ne de bir savunmasıdır söylediklerim.Bunlar tamamen benim şahsi düşüncelerimdir.Görmek istediğim bir Nihat figürü var kafamda.Ama o figürü göremiyorum,kendimi kasıyorum,dudaklarımı ısırıyorum ama olmuyor,olmuyor.

    YanıtlaSil
  3. baba-evlat teşbihi doğru olmakla beraber, duruma uygun düşmüyor kanımca. biz nihat'a babalık yapmadık çünkü. geçen yıl daha 8-10 maç oynamışken ıslıklar, yuhalamalar başlamıştı. biz görevimizi yapamamışken, nihat'a destek olmamışken nihat'ın kötü haline bakıp suratına tokat atmamız babalık değildir. hadi bu kısmı geçtim, 2. haftada böyle bir tavrın içine girmek kesinlikle doğru değil. şu maç ligin 2. yarısının 2. maçı olsaydı hak verebilirdim ama buna veremem. kaldı ki taraftar da en az nihat kadar formsuz, sakatlık sonrası kendine gelememiş ve saçma sapan hareketler peşinde. nihat bizim aynamız aslında. bir türlü fark edemedik ama.

    YanıtlaSil
  4. İlkokuldayken sınıfın en başarılı birkaç öğrencisinden biriydim.Ortaokuldaysa en başarılısıydım.90 nın altında notum yoktu.Takdir falan alıyordum sürekli.Bir matematik hocamız vardı.Acayip sert ama yeri geldiğinde acayip babacan bir tip.Bir gün bir sınav yaptı bize bu.Hani şu karne notunu etkilemeyen ara sınavlar olur ya onlardan işte.Quiz gibi yani.Bütün sınıf çaktı,karneyi etkilemiyor nasılolsa diye bende sallamadım ve 60 aldım.Yinede sınıfın en yüksek notunu ben almıştım.Hoca sınav sonuçlarını okudu tek tek ve beni masasına çağırdı.Bütün sınıfın önünde bana öyle bir tokat attıki beynimde şimşekler çaktı resmen.Moralim o kadar bozulduki,dersten sonra servisi falan beklemeden bastım eve gittim.Canımı acıtan yediğim tokat değil,50 kişinin içinde en yüksek notu almama rağmen tokat yememdi.Nice zaman sonra veli toplantısında babamı yanına çağırıp konuşmuş hoca."Özellikle ona tokat attım çünkü o sıradan bir öğrenci değil,boşveremez,sıradanlaşamaz,düşük not alamaz.Öbürlerinin kapasitesi bu kadar ama onun bu değil" falan demiş.

    Şimdi sen hala Nihat'ı sevmediğimiz için mi ıslıkladığımızı düşünüyorsun?Nihat'a sen bizim evladımızsın diyoruz.Bizim evladımız sıradanlaşamaz,boşveremez,vurdumduymaz olamaz.Ama Nihat elinden geleni yapmaya çalışıyor diyorsan hala ikimizden biri başka bir Nihat izliyor demektir.

    YanıtlaSil
  5. nihat'ı sevmiyoruz demiyorum, nihat'ı sevme biçimimiz yanlış diyorum. sevgi emektir diye bir söz vardır; biz gerekli emeği vermedik, ama seviyoruz, döveriz de diyoruz.

    nihat için vurdumduymaz, mücadele etmiyor filan demek de mümkün değil. aynı bizim gibi, mücadele yöntemi yanlış onun da. denizli'ye takım niye oynamıyor tepkisi muhteşemdi mesela, bir benzerini nihat'a göstersek herkes için iyi olurdu.

    YanıtlaSil
  6. Evet haklısın;sevgi emektir yeri geldiğinde.Ama bu Nihat içinde geçerli.Elini vicdanına koy ve söyle,Nihat o emeği veriyormu gerçekten?

    YanıtlaSil
  7. abi dediğim gibi, nihat da çırpınıyor ama yöntemi yanlış. vurdumduymaz olduğuna katılmıyorum. sahada yanlış şeyler yapıyor, her duran topa sulanması, yanlış şut tercihleri, saçma sapan frikikler... ispata ihtiyacı olmadığının farkında değil nihat. 31 değil de 21 yaşındaymış gibi davranıyor.

    YanıtlaSil