26 Eylül 2010

Muadili nadir

Schuster'in geldiği günden bugüne kadar yaptığı oyuncu ve taktik değişikliklerinde fazla canı yanmadıysa eğer;bunu kötü giden maçlarda ön plana çıkan ve şahsi performansıyla maçı kurtaran adamlara borçludur.Bu mantıktan hareketle Fabian'ın veresiye defterine de bir çarpı işareti koymalı dayı.

Ernst'in bu Beşiktaş'taki üçüncü sezonu ve ben içinde onun adının geçmediği bir maçı hatırlamakta zorlanıyorum.Adını soyunma odasındaki taktik tahtasında veya maç öncesi ilk onbir anonslarında duyabileceğiniz bir oyuncu değil o.Bir şekilde ve her şekilde televizyonda izlerken,radyoda dinlerken onun adıyla karşılaşıyorsunuz.Savunma oyuncusu desem değil,hücum oyuncusu desem değil,oyun kurucu desem hiç değil.Peki bu adam neden oyunun bu kadar içinde?Bu oyunu hem doksan dakika sonra bitecekmiş gibi hem de hiç bitmeyecekmiş gibi oynamasının sırrı ne?Sebebi "üstün Alman teknolojisi abi,ondan" demekle açıklanacak gibi değil.Nouma'yı mücadelesinden,hırsından,pes etmemesinden ötürü ilah yapan taraftar,bu ünvanları ondan katbekat fazlasıyla hakeden bu saçsız adama her daim hakkını vermeli.

Bu akciğerinin yerinde körük taşıdığına inandığım adamın Nihat'la aynı yaşta olduğu aklıma geldikçe daha bir delleniyorum.

1 yorum:

  1. imza.
    noumadan daha değerlidir benim için, hırs, ter vs ama fayda olarak tartışılamaz nazarımda.
    bir yanda nihat, diğer yanda erns: hangisi öz evlat? hangisi simgesi bu formanın?

    YanıtlaSil