"Beşiktaş benim çocukluk aşkımdı"
Sırf şu cümlenle bile,siyah-beyaz gönlümüzün bir köşesine yazıldın.Unutmayacağız seni emin ol.Karaktersizlerle dolu bir camianın içinde karakter misali olarak duruşun,en krizantem zamanlarında kendini herşeyin önüne atıp sonuna kadar hakkımızı savunmanı da unutmayacağız.Bazen bu halin yönetimin sıçtığını sıvamak gibi görünsede iyi niyetinden zerre kadar şüphemiz olmadı.Ortak çocukluk aşkımızı şampiyon yapan ilk Türk hoca olarak hatırlayacağız seni..
İstatistik yalan söylemez derler.Evet istatistiklere göre başarısız da değildi hoca.Bir buçuk yılda bir şampiyonluk,bir Türkiye kupası ve bir lig dördüncülüğü;en azından Demirören'in rüyasında bile göremeyeceği bir şeydi.95 sonrası Beşiktaş'ın ortalama durumuna ve istatistiklerine bakıldığında açıkça görülüyor ki son 15 yılın en iyi performansını gösterdi Beşiktaş.Özellikle son bir yılda lig değerlendirmelerinin ve şampiyonluk hesaplarının tam orta yerinde durdu Beşiktaş.Herkes Galatasaray ve Fenerbahçe ile yatıp kalktı elbette ama mesele ipi göğüslemek olduğunda kaygılanan ilk takım hep Beşiktaş oldu.Burada kaygılandıkları şey Beşiktaş değil Mustafa Hocaydı.Herkesin aklının bir köşesinde takılı kaldığı "Denizli kurt hocadır,bir bildiği vardır" cümleleri bağladı lafın sonunu hep.Türk futbol literatürüne 26.hafta diye bir kavram kazandırması bile yeterli yaptıklarını özetlemek için.
Medya ile ilişkileri hep olumlu oldu hocanın.Gazetelerin üçüncü sayfalarından ilk sayfaya geçmek mecazdan gerçeğe dönüştü fiilen.Özellikle Beşiktaş gibi medyayla arası hiçbir zaman iyi olmamış bir camia için büyük bir nimetti açıkçası.Onun sayesinde Beşiktaş gazete sayfalarında ve spor bültenlerinde olması gereken yere geldi.Çünkü futbolun sadece saha içini değil saha dışını da iyi biliyordu.En olmaz zamanlarda ortada hiçbir şey yokken bir yem atıyordu ortaya,sazanlığıyla meşhur medya balıklama atlıyordu üstüne.İyi mi yoksa kötü birşey mi bilemem tabii onuda yorumlayan çıkacaktır belki ama son bir yılda tam altı kez Uefa'nın resmi sitesine haber olduk be abi.Bu bile yetmez mi?
Evet çok eleştirdik seni,çok yerdik.Kalsaydın eleştirmeye de devam edecektik muhtemelen.Bu açıdan bakınca iyi mi oldu ne?.Her işte bir hayır vardır misali.Eleştirdik çünkü Beşiktaş'ı senden daha çok seviyoruz.Canımız kadar sevdiğimiz Beşiktaş'ta bir şeyler yanlışsa o yanlışı yapanı eleştirmek de en doğal hakkımızdır.Bize çok anlamsız gelen oyuncu tercihlerin,bazı oyuncuların üstünde anlaşılamaz ısrarın,bir oynattığın kadroyu bir sonraki maçta silmen aklımıza ilk gelenler.İlk sezonunda olduğu gibi bu yöntemin sahadaki sonuca yansımış olsaydı,kızgınlığımızı yutkunarak sineye çekecektik belki de kimbilir.Ama senin o anlamsız tercihlerin sahadaki başarısız sonuçlarla sıvanınca da daha bir arttı kızgınlığımız.Biz haklı sen haksız oluverdin.Galatasaray'a transfer olan ve daha attığı imza kurumadan yüzsüzce "Beşiktaş'ta yeterince forma şansı bulamıyorum" diye saçmalayan Serdar Özkan oldu bazen sebep.Bazen de oynadıklarını görmek için can attığımız,kendilerinde bir Metin-Ali-Feyyaz'ı,bir Sergen'i,bir Rıza'yı gördüğümüz o gencecik çocuklar oldu.O çocukların takımda olduklarını hatırladığında ise iş işten geçmişti çoktan.Lig bitmiş,şampiyonluk kaçmıştı elden.
Yanlış oyuncu transferlerinde ise kesinlikle suçlayamam hocayı.Başkanın ve yönetimin beceriksizliğini çok iyi ve çok acı bir şekilde öğrendikten sonra çuvaldızı direk Mustafa Hoca'ya batırmak insafsızlıkların en insafsızlığı olur kanaatindeyim.O on numara istemişti şüphesiz.Ama başkan ve adamları bula bula Tabata'yı bulabilmişlerdi.Ya bu ya hiç dediklerinde de,eldeki bir kuş,çalıdaki iki kuştan iyidir diye düşündüyse bu suç onun değildir.Urfa'da Harward misali,verdiler mi adamın eline adam gibi adam da kızacağız şimdi.Kaldı ki onun bütün iyi yönlerinin önüne geçen de bu Tabata transferi olmadı mı?.Ama başkan ve yönetim ya da yalnızca başkan aman her ne haltsa artık;onlar için aynı şeyleri söylemek mümkün değil.Yaptıkları hiçbir iyi iş olmadı ki mazilerinde Tabata bunların önüne geçsin.İsmail Köybaşı ve Nihat transferlerinin fiyasko olduğuna kesinlikle katılmıyorum.Nihat'ın yüreğinden ve çabasından şüphe edemeyeceğim gibi İsmail'in de şans bulduğunda neler yapabileceğini de gördük o sınırlı aldığı oyun dakikalarında.Bu transfer işinde hiçbir zaman eleştirilecek tek adam değildir teknik direktörler zaten.Real Madrid'in hocası değilsen tabii..
Sonuç olarak bize kattığın ve katmaya çalıştığın tüm güzellikler için sana teşekkür ederim şahsım adına.Temizliğinden zerre kadar şüphe etmediğim kalbinin bir an önce düzelmesini temenni etmek de sana olan borcumuzdur.Yolun açık olsun Büyük Mustafa.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder