Karakteri,kişiliği vs taraftarın hoşuna gider de,ben sütten çıkmış ak kaşığım,benim her yaptığım doğrudur havasında ki başkan ve adamlarının hoşuna gider mi peki?.Hiç sanmıyorum.Ligin ortasında şampiyonluk için kapıştığımız bir Fenerbahçe maçından evvel "Yok arkadaş,biz bu takımla sittin sene yenemeyiz Fener'i" dediğini hayal ediyorum da,tüpçünün göt olduğu anlarda sıklıkla görülen o kırmızıyla mor arası suratı geliyor gözümün önüne.
Şaka bir yana Beşiktaş yönetimi teknik direktör seçiminde en doğru kararı verdi Schuster'i takımın başına getirerek.Her renkten futbol adamının ağzından da onun hakkında kötü şeyler duymayışımız sebebsiz olmasa gerek.Kariyeri de önünde çarşaf gibi duruyor.Uzay takımı denilen Barcelona'ya hem de açık ara fark atarak La Liga şampiyonu ve Kral kupası şampiyonu yapmış bir hoca sonuçta.Tez elden yurtiçi ve yurtdışından aldığımız bilgiler genç futbolculara özellikle altyapıdan yetişmiş oyunculara çok önem verdiği yönünde.Diğer taraflarının üstünü çiziversek de bu bile kendisine sempati duymam için makul bir neden olur.Quaresma'yı değil de Necip'i,Furkan'ı,Orhan'ı duyunca heyecanlanan adamlarız biz.Onun için en önem verdiğimiz konu burası.Ben yönetimin yerinde olsam;adam Türkiye'ye ayak basar basmaz önce A2 ve U-17 takımını izletirdim hemen."Bizim takımımız bu" derdim.Sonra A takımı gösterip "bu da rezerv takım,burdan istediğin futbolcuyu asıl takıma alabilirsin" derdim.Evet biraz abartıyorum ama bu daha makul değil mi?Bu zamana kadar hep öteki türlüsünü yaptığımızdan yerimizde saydık.Bir de böyle denesek.
Altıncı yılında altıncı hocasını aldı Demirören.Hiç ümitli değilim ama en azından şu adama biraz sabretmesini diliyorum.Eğer akıllandım dediği kadar varsa o da öyle yapar zaten.İşin sabır kısmını taraftar yapıyor zaten.Sen gözünü yum biraz yeter.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder