Ülke futbolunda özellikle son yıllarda net şekilde görülen iki büyük var paranoyasının örneklerine rastlıyoruz sık sık.Bunda Fenerbahçe'nin üç,Galatasaray'ın da iki yıldır şampiyon olamamasının getirdiği psikolojik rahatsızlık ve bu yönetim şekliyle daha uzun yıllar şampiyon olamama korkusunun etkisi çok büyük.
Bu ülkenin iki büyük futbol camiası ellerindeki mevcut tüm potansiyel güçleriyle bazen medyadaki kanallarını bazende siyasi irade içindeki güçlerini kullanarak bir nevi baskı ortamı yaratmak çabasındalar.Kendileri dışındaki takımların kazandıkları başarıları kendilerinin formsuzlukları ilişkilendirmek alçaklığına tenezzül etmekle de kalmıyorlar üstelik.Rakiplerinin yaptıkları transferleri kötülemekten tutun ekonomik yönden gelişmelerini baltalamaya kadar vardırıyorlar işi.Geçmiş ve bugün bunun örnekleriyle dolu.Beşiktaş'ın şampiyon olduğu yıl,Ali Sami Yen'deki Fenerbahçe maçının ardından Adnan Polat'ın "Fenerbahçe ve Galatasaray'a tezgah kuruyorlar" açıklamasıyla dün akşam televizyonda yaptığı "şampiyonluk için birbirimizle çekişiriz" açıklaması arasında bir fark yoktur.Yılların getirip biriktirdiği sapkın zihniyetin farklı cümlelerle dışa vurulmasıdır olan biten.
Bir kulüp başkanının kendi kulübünün menfaatlerini koruması,kendi kulübünün başarısını diğerlerinin başarısızlığını istemesi gayet doğaldır ve olması gereken de budur.Fakat gelinen noktada iş artık kendi kulübünün menfaatini korumanında ötesine geçmiş,yanına bir başka kulübüde alarak şartları ve ortamı kendilerinin belirlediği bir düzen kurma çabasına dönüşmüştür.Buna "derin futbol" veya "futbolun ergenekonu" da diyebilirsiniz.Böyle bir düzeni bu iki takımın dışındaki takım taraftarlarının kabul etmesi mümkün olmadığı gibi kendi taraftarlarının da kabullenmesi mümkün değildir.Geçen yıl Bursa'nın şampiyonluğunda İstanbul'da,Ankara'da ve diğer şehirlerde,bağıranların,korna çalanların çoğunluğunun Galatasaray taraftarı olması sözümüzün ispatı olsa gerek.
Derin futbol ortamı oluşturma çabası içindeki bu garabet güruhunun belki de farkında olmadıkları başka bir tehlike daha gelişiyor bu arada.Kendilerinden başkasının yaşam hakkının olmadığı bir ortam oluşturmaya çalışıyorlar.Bir anlamda iki büyük var tabusu yaratmaya çalışıyorlar.Bu ortamda yaşam hakları elinden alınmak istenen diğer kulüpler bu iki kulüple mücadele ederlerken aynı zamanda bu tabuya ve bu tabuyu yaratanlara karşıda mücadele etmek zorunda hissediyorlar kendilerini.İşte o zaman ortaya Fenerbahçe'nin vaya Galatasaray'ın kaybettiği bir şampiyonlukta sevinen biribirinden farklı renklerdeki takım taraftarlarını görüyoruz sokaklarda.Bunu "bizi sevmiyorlar,bizim bizden başka dostumuz yok,17 ye karşı 1" teranesiyle açıklamaya çalışmak da sıçtığını sıvamakla eşdeğer oluyor.
Bu daha sadece başlangıç.Tutumunuzu ve aklınızı değiştirmediğiniz sürece daha da kötüleşecek işler.Ektiğinizi biçeceksiniz sonuçta.Oluşturmaya çalıştığınız derin ortamın içinde boğulup gideceksiniz.Ve biz kaçan her şampiyonluk sonrası tribünlerde hayalkırıklığı içinde ellerini başlarının arasına almış sarı-lacivert,sarı-kırmızı taraftarlar göreceğiz.
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder